Çin Seyahati 1
Çin hava limanına indim,inanın burnuma uçaktan indikten sonra ilişen bir soya kokusu var (soya tarlasına mı indik ne).Ucuz iş gücünden bende faydalanayım diyerekten,valizlerimi orda ki ayakçılara taşıttım (sadece 10 cent).Taksiciye otele Pekinde rezervasyon yaptığım otele gitmesini
söyledim yaklaşık 45 dakika süren yolculuktan sonra 8 lira gibi taksi parası ödedim.Taksici ilk olarak 4 dolar dediğinde 40 dolar anlamışım,şaşkınlık içinde 35 doları geri verdi, daha da verecekken kalsın dedim (Görgüsüzlüğün lüzumu yok).O esnada bu ülkeye olan hayranlığım had safhaya ulaştı,nerdeyse bağrıma basıp adamı öpecek,facebook hesabıma ekleyecektim.Dedelerimizin "Paranın kıymeti yok" lafı burda geçmiyor.Otelime yerleştikten sonra ertesi gün müthiş Çin restorantlarından birine gideyim dedim.Tarif üzerine bir sürü restorantın dip dibe olduğu bir bölgeye geldim,Sürü psikolojisini izleyerekten en çok insan hangi restoranttaysa ben de o restoranta geçtim.
Lokantanın bir bölgesinde insanlar toplanmış bir şeyler seçiyordu,gidip bakayım dedim.Allahım o da ne lokantanın içinde hayvanat bahçesi var sanki yılanlar,akrepler,böcekler masumca kıvranıp mideye indirmek isteyen insanların zevkine sunuluyor.Adamın biri yemek istediği yılanı seçtikten sonra aşçı arkadaş yılanı alarak bizim memlekette Mahmut ustanın pideyi kesmesi gibi yılanı parçalara ayırdı. Süt dökmüş kedi gibiydim,resmen şok geçiriyordum,"Yaşamak için" filminin orjinal versiyonunu canlı canlı yaşıyordum.Hemen yan tarafta karıncalar tavaya atılıp kızartılıyor daha sonra pilavın üzerine ışınlanıyordu.Yılanlar,karıncalar burda ekosistemin dibinde.
Açlık hissim kaybolup gitmişti,aklıma devamlı yılanın doğrandıktan sonraki kıvranışı geliyordu.O yılanı yiyen adamın tatlı zevki de herhalde sütlaç filan değildi.Dana etinin nesi var arkadaş,hadi onu geçtim koyun onu da geçtim tavuk.İnsanoğlunu bunları yemeye iten ne? Olayın sosyolojik yönü kafama takılmaya başlamıştı.O kadar baskıcı hayat yaşa yaşa,belki de özgürlüğe giden yolun mideden geçtiğine inanıyorlardı.O farklı şeyleri yedikçe baskılara karşı zafer kazandıklarını düşünüyorlardı.Belki de nüfusun bu kadar çok olmasının yan etkileriydi bunlar.1 milyar 300 milyon dile kolay,sizin de takviminizde tavşan yılı olursa siz de bu kadar çoğalırsınız tabi,tek çocuk politikası var bu ülkede,bence çözüm tavşan yılının ortadan kaldırılması,bakın o zaman bu kadar nüfus oluyor mu.Masum suşi yiyelim derken aç karına hayvanat bahçesinden çıktım.Midem zaman geçtikçe Londra flarmoni orkestrası gibi çalmaya başladı.Az ilerde Mc Donalds'ı gördüm ki havaya zıpladığımı biliyorum.Bu olayın etkisyle ilk gün şehirde sersem gibi dolaşarak otelin yolunu tuttum. Keşke lokantada ki yarım saatlik o zaman dilimini "Sil baştan" filmindeki gibi unutabilsem
Yorumlar
Yorum Gönder